Zorbalıkla Baş Etmenin Yolu Ya da 13 Reasons Why
Zorbalık….
Son 1 haftadır bir diziye bağlı kaldık. Çocuğu, özellikle genç çocuğu olan herkese tavsiye ederim.
Ben genellikle dizileri bir elimde ipad, ya da telefon arada sırada mesaj ve whatsapp lara bakarak seyredebiliyorum. Ama bu dizide imkansız, en küçücük bir detayı bile kaçırmak istemiyorum.
Dizinin adı: 13 REASONS WHY (OLMASININ 13 NEDENİ….)
Konumuz lise, lise yıllarındaki gençler… 17 yaşında bir kızın intiharına sebep olan 13 neden 13 bölümde anlatılıyor… En başta tipik bir Amerikan Lise dizisi gibi gözükse de ilk bölümden sonra öyle olmadığını anlıyorsunuz. Biz eşimle soluk soluğa seyrediyoruz. Hannah Baker adında güzel, akıllı ve yetenekli bir kızın adım adım sürüklenişi. Bizim ülkemizde olmaz demeyin, inanın ki pek çok şey çok yakınımızda.
10. bölümdeyiz. Daha 3 bölüm var bitmesine. Ama bugünkü yazımın nedeni en son seyrettiğim bölümdeki bir söz:
“Tüm ergenler KAYBOLMUŞUM sözünü kullanır” diyor rehberlik öğretmeni Hannah’ın annesine.
Anne son derece zavallı çırpınışlarla kızının ölümünün nedenini, okulun bunu nasıl olup da anlamadığını sorguluyor. Yazdığı bir şiirdeki sözleri öğretmenle paylaşıyor. Öğretmenin cevabı ise “Tüm ergenler bu sözü kullanıyor. Biz nereden bilelim?”.
Peki bu ergenler nerede kayboluyor? Akranlarının arasında mı? Kendi içinde mi? Ailede mi?
Suçlu kim?
Bu dizide intihar eden Hannah’ı bu yola sürükleyen, onu yalnız ve çaresiz hissettirenler mi?
Çevresindeki umursamaz arkadaşları mı?
İşe fazlasıyla vakit ayıran ama kızlarına da aslında o kadar ilgisiz olmayan ailesi mi?
Gençlerin neler yaşadığının farkına varmayan okul yönetimi mi?
Zorbalık, bullying değişik bir konu… Benim çocuğuma olmaz veya benim çocuğum yapmaz demeyin… Hepimizin başına gelebilir.
Sizlerle çeşitli kaynaklardan derlenmiş birtakım bilgileri paylaşmak istiyorum. Bu bilgileri çocuklarınızla paylaşırsanız, onlar da bilgilenmiş olur:
Öncelikle Ergenlik döneminde
ait olma,
kabul görme,
sosyal onay,
bağlanma
gibi sosyal gereksinmeler genç tarafından daha yoğun bir şekilde yaşanmaya başlanır.
Ait olma, kabul görme ihtiyacı gencin akran grubunun kontrolüne girmesine yol açar. Akran grubunun kontrolüne girmek peşinden akran baskısını, zorbalığı da beraberinde getirmekte.
Akran baskısı nedir? Neden ve nasıl ortaya çıkar?
Çoğu zaman akran grubunun içinde bir kimlik ve statü kazanabilmek için gençler akranlarının söylediklerine boyun eğer. Zorbalığa karşı çıkamaz.
Zorbalığa / Akran baskısına boyun eğme ve uyma gencin yaşamını ve gelecekteki davranışlarını olumsuz etkilemekte.
Akran gruplarında yaşanan baskı sonucunda bazı ergenler risk alma davranışı ve suç kabul edilen davranışlar gösterebilir.
Akran baskısının düzeyi yükseldikçe risk alma davranışı yükselebilir. Bu risk alma davranışları:
sigara içme,
alkol ve madde kullanımı,
cinsellikle ilgili riskli davranışlar,
okuldan kaçma, okula devamsızlık,
ders dışı aktivitelere daha az zaman ayırma,
akademik performans düşüklüğü,
hırsızlık, mağazadan mal çalma,
çetelere katılma şeklinde ortaya çıkabilir.
-Yapılan araştırmalarda akran baskısına uğrama okul türlerine göre de değişebilmekteymiş. Örneğin; endüstri meslek lisesi öğrencilerinin, genel lise öğrencilerine göre, genel lise öğrencilerinin ise kız meslek lisesi öğrencilerine göre anlamlı olarak daha fazla akran baskısına uğradıkları bulunmuş. Ayrıca genel lisede okuyan erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre akran baskısına daha fazla uğruyorlarmış.
Akran baskısına uğrama düzeyi ile cinsiyet arasındaki ilişkiye bakıldığında
-Kızlar akran baskısından daha az etkileniyor ve olumlu akran baskısı yaşıyorlar
-Erkekler daha fazla akran baskısı yaşıyorlar, antisosyal arkadaş baskısına daha az direnebiliyorlar ve buna bağlı olarak daha riskli davranışlarda bulunabiliyorlar.
-Akran baskısına, zorbalığa uğrama düzeyi yüksek olan gençlerin özsaygı düzeylerinin de düşük olduğu görülmüş.
PEKİİ BU AKRAN BASKISI veya ZORBALIKLA NASIL BAŞ EDİLEBİLİR?
Gencin / çocuğun bakış açısını değiştirmesi için çalışmalıdır:
Yaz tatili, şubat tatili gibi okuldan uzak olunan dönemlerde çocuğun hayata bakış açısı ve daha pozitif bir tavır geliştirmesi için uygun zamanlardır.
Esas problem zorbalık yapandadır:
Bu bakış açısı ile çocuk / genç kendini zayıf ve ezilen pozisyonundan çıkarır. Zorbalık yapan arkadaşı ise esas problemi olandır.
Pozitif düşünmenin her zorluğu yeneceği öğretilmelidir:
Pozitif düşünen insan gücü içinde tutar. Zorbalıkla, akran baskısı ile karşılaşınca bu zorbalığa boyun eğip, eğmeyeceğine kendi karar verebilir. Ortamdan uzaklaşma gücü de onun içindedir.
Düşünme kalıpları oluşturmasını sağlayın:
“Ben bununla başa çıkabilirim. “İçim güç ile dolu.” “Bunu yapıyor, çünkü kendini kötü hisseden o, ben değilim.” “Benim hakkında ne dediği umurumda değil.” gibi… Bunlara gerçekten inansın.
Çevresinde olanlar değil, hissettiklerinin önemli olduğunu öğretin:
“Zorba bana ne yaparsa yapsın, ben ona izin vermezsem beni üzemez.” diye düşünen bir genç, süper güçlere sahip bir kahraman gibidir.
Zorbanın mutsuz olduğunu düşünmesini sağlayın:
Çocuğun / gencin zorbanın mutsuz olduğunu düşünmesi, kendi için değil de onun için üzülmesini sağlar. Hatta o kendisine zorbalık yaparken “İyi misin?” ya da “Neden mutsuzsun?” gibi sözlerle zorbayı şaşırtabilir. Kendi daha güçlü duruma geçebilir.
Sözel becerilerini geliştirmesini sağlayın:
Akran baskısı ile baş etmenin en önemli aracı gencin sözel ve sözel olmayan kendini ortaya koyma becerilerini geliştirmesi. Sözel olarak kendini ortaya koyma becerileri; “hayır” demek”, ricada bulunmak ve hakkını aramaktır.
“Hayır” demeyi öğretin:
Hayır demenin binbir çeşit yolu olduğunu bilsin.
“Hayır” deme Yöntemleri
SADECE HAYIR: ”Hayır”, “hayır olmaz”
MAZERET BİLDİRME: “Hayır benim başka bir yerde işim var”
ATLATMA: ”Hayır belki daha sonra”
KONUYU DEĞİŞTİRMEK: ”Hayır teşekkürler. Biyoloji dersine girecek misin?”
TEKRAR TEKRAR HAYIR: ”Hayır. Hayır pek ilgilenmiyorum”. “Hayır “teşekkürler”.
YÜRÜYÜP GİTMEK: ”Hayır” de ve yürüyüp git.
ORTAMDAN SAKINMAK: ”Hayır” de ve ortamı terket.
Öte yandan gençlere sadece söyledikleri sözün değil, söyleme tavrının ses tonunun, yüz ifadesinin, vücut pozisyonunun da sözlerini güçlendiren etmenler olduğu belirtilmelidir.
Ses tonunun konuşurken öneminden bahsedin:
Kişinin sesi ne alçak ne de yüksek bir ses tonuyla olmalıdır. Zorba veya baskı kurmak isteyen akranla orta şiddet bir ses tonu ile kibar ve otoriter bir şekilde konuşulmalıdır.
Gerekirse gençle bu konu üzerine prova yapılabilir, alçak ve yüksek ses tonunun çağrıştırdığı hisler üzerine konuşulabilir.
“Sence bu kadar alçak sesle Hayır dersen arkadaşın ne düşünür?” “Duymayabilir, önemsemeyebilir.”
“Bu ton nasıl? Çok mu yüksek?” “Bu da bağırmak gibi…”
Konuşmanın hızı ve akışı da önemlidir:
Zorba veya baskı kurmak isteyen akranla üzgün, açık ve diğer kişilerin rahat olarak anlayacağı bir şekilde konuşulmalıdır.
Çocuğunuzla, gencinizle bu konuda prova yapmanız, tam olarak ne dediğinizi anlatmada daha etkin olur.
Zorba ile göz kontağı kurarak konuşulmalıdır:
Konuşulan kişinin doğrudan gözlerinin içine bakarak konuşulmalıdır. Bazı durumlarda göz kontağı kurulan zorba çekinir ve hareketine devam etmeyebilir.
Konuşma sırasındaki yüz ifadesi en az ağızdan çıkan sözler kadar önemlidir:
Konuşulan konuya önem veren ciddi bir yüz ifadesi takınılmalıdır. Aynı zamanda diğer kişilere güven veren kibarlık ve sakinlik korunmalıdır.
Kendinden emin, dik bir vücut pozisyonunda konuşulmalıdır:
Konuşulan kişiye doğru yüz yüze bakacak şekilde dönülmeli ve vücudun dik olmasına özen gösterilmelidir. Kendinden emin ve dik duran insan resimleri gençle / çocukla paylaşılabilir. Bir de omuzları düşük, daha güvensiz duran kişilerin resimler. Çocuk veya genç bu konuda konuşturulabilir: “Sence hangisi zorbalıkla karşılaşmaya daha yatkın?” “Bu kişi hakkında ne düşünüyorsun? O daha mı kendine güvenli sence?” Çocuğun / gencin bu pozları taklit etmesi istenebilir. Siz de zorba pozisyonuna geçer ve prova yaparsınız.
Kişilerle konuşurken uygun bir uzaklıkta durulmalıdır.
1 metrelik uzaklık uygun bir uzaklık sayılabilir. Daha yakını özel alanına girilmiş olarak algılanabilir.
Bunun yanı sıra çocuklara ve gençlere akran arabuluculuğu, problem çözme becerilerini geliştirecek eğitimler verilebilir.
Öfkeli, saldırganlık, kızgınlık davranışları gösteren gençlere de öfke ile başa çıkma üzerine çalışmalar yapılabilir.
O zaman ne yapıyor muşuz?
Çocuklarımızla bu konuları konuşuyor, onları dikkatle gözlemliyoruz.
Okula gitmede isteksizlik, genel davranışlarında fark varsa daha da dikkat ediyoruz.
Herşeyi okuldan beklemiyoruz. Aile içinde iletişimi önemsiyoruz. Sevgi dolu, ilgili ve konuşan bir aile oluyoruz.
Bu konuşmaların ise tek taraflı / monolog değil, daha çok çocuğumuzu dinleyen tavırda olması çok önemli.
Sevgiyle,
Bahar Anahmias, the concerned mom
Kaynaklar:
Morrison, J. (1997). Peer group pressure within and outside school, British Educational Research Journal, 23(1).
Davaslıgil, Ü.,Çakıcı, M., Ögel, K.(1998). Yaşam Becerilerini Geliştirme Kılavuzu. Bağımlılık ve Gençlik Komisyonu Eğitici Kılavuzu.
Santor, D. A., D. Messervey ve V. Kusumakar (2000). Measuring peer pressure, popularity, and conformity in adolescent boys and girls: Predicting school performance, sexual attitudes, and substance abuse, Journal of youth and adolescence, 29 (2), 1163–182. Delikara, İ.E. (2000). Ergenlerin akran ilişkileri ve suç kabul edilen davranışlar arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Eğitim Bölümü.
Esen, K.B. (2003).Akran baskısı, Akademik başarı ve yaş değişkenlerine göre lise öğrencilerinin risk alma davranışının yorumlanması, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Dergisi, 24,19–85.
Korkut, F. (2004). Okul temelli Önleyici Rehberlik ve Psikolojik Danışma, Anı Yayıncılık , Ankara.
Çiğdemoğlu, S. (2006). Lise I.Sınıf Öğrencilerinin Akran Baskısı, Özsaygı Ve Dışadönüklük Kişilik Özelliklerinin Okul Türlerine Göre İncelenmesi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitimde Psikolojik Hizmetler Anabilim Dalı. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Anneler ve mentorların buluşma noktası www.i-mom.org