Üniversite Sınavı Sonrası Nasıl Bölüm Seçeceğiz?
Her sene aynı dönemde bir sınavdan geçiyor gençler. Hayır Üniversite sınavı değil bu söylediğim. “Üniversite’de hangi bölümü okumalıyım sınavı.” Türkiye’de özellikle özel üniversitelerin artmasıyla üniversite sayısı arttı. Üniversiteye girmek için bütçeniz de varsa kolay kolay açıkda kalmıyorsunuz. Esas mesele bütçesi olmayanların doğru yerlere yerleşmeleri.
Aslında hepimiz farkındayız ya da yavaş yavaş farkına varıyoruz. Artık üniversite mezunu olmak hayatta maddi başarı kazanmak için tek seçenek değil. Sertifika programları ile 21. yüzyılda yararlı olan bazı becerileri edinmeyi becerebilirsek tüm kapılar bize açılıyor. Bu becerileri burada bir daha belirtmeden geçemeyeceğim.
- İngilizce olmazsa olmazımız. Web 3.0 çağında her şey internette iken, Metaverse’den bahsediyorken, kodlamalar ingilizce altyapıda iken ingilizce bilmeyene kız vermezler.:)
- Öğrenmeyi sevmek. Öğrenmek ve öğrendiklerini adapte edebilmeyi becerebilmek. Dönem Hız dönemi. Hızlı olacağız. Vizyonumuz olacak. Dönemi, olanları takip edeceğiz. Tik tok da gezip, sürekli oranın kölesi olmayacağız. Oradaki videoları başka bakış açıları ile de seyredeceğiz. Mesela insanlar pazarlama için neler yapıyorlar, bileceğiz.
- Bir programlama dilini mutlaka öğrenmek. Phyton en kolayı. Oradan başlamak. (Açıkçası bu konuyu konuşmaya başlayalı neredeyse 10 yıl olacak. Atı alan Üsküdar’ı geçiyor.) Şu dönemde en yüksek maaş kazananlar programlama yapabilen, teknoloji şirketlerinde çalışanlar. Tren kaçmadı. Belki önümüzdeki 10 yıl için kodlamayı yapay zeka yapacak ama bunu da kodlayanlar ilk başta insanlar olacak. Gecikmeyin, korkmayın, başlayın.
- Kodlama zor ya da sıkıcı geliyorsa dijitalde dizayn ile ilgili çalışmak. 3D dizayn konusunda bir programı detaylıca öğrenmek. Duymadıysanız eğer Metaverse gibi dünyalar yaratılırken bu tarz beceriler çok ön planda olacak. Meta (Eski Facebook) şimdiden yüzlerce mimarı işe almış bile.
- Dizayn da kesmediyse, oyun tasarımına ne dersiniz? Hayatı bir oyun olarak dijitale taşıma çabalarında siz de bulunun. O tren sürekli geçiyor. Türkiye’den bununla ilgili Unicorn, başarı hikayeleri çıkıyor. Takip edin. Haberdar olun.
- Network kurun. İşe girerken de, yaptığınız bir şeyi anlatırken de Network çok önemli. Size inanan, güvenen insanlardan oluşan bir network kurun. Nasıl mı? Önce gerçekten güvenilen insan olun. Sözünüzün arkasında durun. Tanıştığınız insanları Linkedin ya da instagramda ağınıza ekleyin. Dijital imajınızı da ileride olmak istediğiniz kişi gibi yönetin. Çok fazla geyik yapmayın. Gençsiniz biliyorum. Ama dijital kimliğiniz sizden önde gidiyor. Sonra tüm o fotoğrafları, sohbetleri silmek istemezsiniz değil mi? Geyik yapmayı arkadaş gruplarına saklayın.
- En son ama en önemlisi “İletişim becerilerini geliştirmek”. Ne yaparsanız, yapın, kendinizi doğru ifade edemezseniz yaptığınızı karşı tarafa gösteremezsiniz. Nasıl yapacağım bunu? dediğinizi duyar gibiyim. En kolayını söyleyeyim. Çevrenizde başarılı, sohbeti başlatan, karizmasıyla insanları çevresine toplayan birini gözünüze kestirin. Bu bir arkadaş da olabilir, sizden büyük biri de. Onunla aynı ortamlara girin. Sohbete katılmaya çalışın. Beyin aynalama yöntemiyle kısa sürede sizi de aynı seviyeye çekmeye çalışacaktır. Beraber olduğunuz 5 insanın ortalamasısın diyorlar. Peki siz kimlerin ortalaması olmak istiyorsunuz?
Şimdi günümüzün konusuna geçelim. Elime bir yazı geçti. Uzman Psikolog Ece Tözeniş yazmış. Bu seneki üniversite sınavı ile ilgili. Sınavlar neden mi var? Arz talep dengesi yüzünden. Arz (kaynak) az, talep (istek) çok olunca, insanları bir kritere göre seçmek gerekiyor. Eğitim sisteminde ve işe alımlarda kullanımı bu yüzden.
Üsküdar Üniversitesi Eğitim Kurumları ve Rehberlik Hizmetleri Yöneticisi Uzm. Psk. Danışman Ece Tözeniş, sınav sonrası tercih yapacağımız bu önemli süreçte adaylara önemli tavsiyelerde bulunmuş.
Hassas, bir o kadar da önemli bir süreç…
Üniversite adaylarının önemli bir karar sürecinde olduğunu kaydeden Ece hanım, “Adaylar çalışmalarını yaptılar. Sınav sonuçları açıklandı. Şu anda puanlar ve başarı sıralarını görebiliyorlar. Aslında şimdi emeklerinin karşılığını alma zamanı. Bu dönem hem hassas hem de önemli bir süreç. 27 Temmuz itibariyle resmi tercihler başladı. 5 Ağustos’a kadar devam edecek.” dedi.
Netler yükseldi, puan ve başarı sıralamaları geriledi…
Bu sene sınav sisteminde baraj puanların kaldırıldığını hatırlatan Uzm. Psikolog, “Adayların geçen yıllarla karşılaştırıldığında aldıkları puanlar ve başarı sıralarında birtakım farklılıklar var. Adaylara en önemli uyarım, bu farklılıklardan dolayı dikkatli olmaları çünkü her sene sınava giren öğrencilerin başarısı, dinamikleri farklı oluyor. Bu yıl, geçmiş yıllara göre daha kolay bir sınavdı. TYT sınavında özellikle Türkçe eleyiciydi. Adayların netleri yükseldi ama puanları ve başarı sıralamaları geçmiş yıllara göre daha düştü. Bunun nedeni bu yıl sınava giren daha fazla aday öğrencinin olması. Yani TYT’ye baktığımızda 2 milyon 900 bin öğrencinin puanının hesaplandığını görüyoruz. AYT’de neredeyse 1,5 milyon aday şu anda sistemde tercih yapıyor. Önemli olan adayların puana değil, başarı sırasına göre tercih yapmaları. Yani başarı sıraları geçen yıl oluşmuş bölümlerin başarı sıralarıyla karşılaştırıp bir tercih aralığı belirlemeleri gerekiyor.” uyarısında bulundu.
Başarı sıralarının yarısı kadar üst tercih yapmalılar
Sayısal alanın bu sene daha rahat olduğunu kaydeden uzman psikolog, “Sayısalda sıkışmalar çok fazla değil. Yabancı dil de aynı şekilde. Sınava giren aday sayısı az olduğu için dilde de çok fazla sıkışma yok. Ama eşit ağırlık ve sözel tercihlerde öğrencilerin biraz daha dikkatli olması gerekiyor. Teknik olarak şöyle yapabilirler: Adayların 24 tane tercih hakları var. Onlara önerim başarı sıralarının yarısı kadar üst tercih yapmaları. Diyelim ki bir aday 70 bin başarı sırasında 35 binlerden 40 binlerden 4-5 tane tercih yapmasında hiçbir sıkıntı yok. Birazcık daha 70 binlerde yoğunlaştırıp başarı sırasının yarısı kadar da alt tercihlere inebiliyorsa yani 100 binlere 110 binlere inerse rahatlatıcı bir liste oluşturmuş olur. Puanları bir kenara bırakacağız. Puan karşılaştırması yapmadan başarı sıramıza göre bir tercih listesi oluşturmamız ve geçen yılki puanlarla o şekilde bir karşılaştırma yapmamız gerekiyor.” dedi.
Bu bir istek sıralaması olmalı!
Tercihin mutlaka adayın isteğine göre yapılması gerektiğini vurgulayan Uzm. Psk. Danışman Ece Tözeniş, “Bu bir sıralama sınavı. Adaylar tabii ki başarı sıralarını göz önünde bulunduracaklar ama aslında buna çok takılmamaları gerekiyor. Çünkü geçen yılın oluşmuş başarı sıraları geçen seneki öğrencilerin tercih eğilimlerine göre oluşmuş puanlar. Ama bu yılın puanlarını bu yılın öğrencilerinin tercih eğilimleri oluşturacak. Bazı meslek alanları çok öne çıkabiliyor. Bazı meslek alanları ise biraz daha gerilere gidebiliyor. Burada esas önemli olan şey o listeyi gerçekten isteğe göre oluşturmak. Yani mesela birkaç binlik bir başarı sırası ya da birazcık düşük birazcık yüksek bunları yazmanın hiçbir sakıncası yok. Aslında bu bir istek sıralaması. Tercih listelerini oluşturduktan sonra ÖSYM’ye göndermeden önce ‘Ben buradaki bölümlerin hepsini gerçekten istiyor muyum? Bunlar okumak istediğim alanlar mı? Buralara kayıt olduğumda mutlu olacak mıyım? Meslekle ilgili hayallerimi bu alanlar karşılıyor mu?’ diye değerlendirip göndermeleri lazım. Öneri olarak istemedikleri, sadece puanları tutuyor diye hiçbir bölüm ve programa listelerinde yer vermesinler.” uyarısında bulundu.
Kararsız adaylar, Kariyer Testi’ni çözebilirler
Adayların tercih edecekleri bölüm ve üniversiteyi çok iyi araştırması ve değerlendirmesi gerektiğinin altını çizen Ece hanım, “Üniversitelere birebir gidip bölümlerle ilgili bilgi alabilirler. Aynı şekilde tercih danışmanlarıyla görüşmeler yapabilirler. Süreç olarak iki haftalık bir zaman dilimimiz var. Mutlaka bunların öncesinde de araştırmalarını yapmışlardır. Hala ne olmak istedikleri, hangi bölümü tercih etmek istedikleriyle ilgili kafaları karışıksa kariyer testini çözebilirler. Kariyer testinde alt kişilik özelliği ve buna karşılık gelen meslek grupları var. Bu testler onları birazcık daha rahatlatıp en azından bir genel çerçeveyi görmelerini sağlayabilir.” dedi.
Meslek seçiminin çok önemli olduğunu hatırlatan Ece hanım, “Hayatınızın büyük bir kısmı iş yerinde çalışarak geçiyor. Eş seçimini de bazen çalıştığımız alanda yapıyoruz. Sosyal ortamımızı da ona göre oluşturuyoruz. Hayatımızın çerçevesini işimiz ve iş çevremiz doğrultusunda çizmiş oluyoruz. Hepimiz için kaçınılmaz bir durum. O nedenle kişinin yaparken mutlu olacağı, kendini iyi hissedeceği bir mesleği olması çok önemli. Kişinin bir hobisini gerçekleştirir gibi işine gitmesi gerekir.” dedi.
Gelecekteki meslekleriyle ilgili hayal kurmalılar
Gençlerin gelecekteki mesleklerini düşünürken hayal kurmalarını tavsiye eden Danışman Ece hanım, şunları söyledi:
“İşimizde mutsuz olduğumuz zaman özel hayatımızda, sosyal hayatımızda da mutsuz oluyoruz. İlgi alanlarımız süreç içerisinde değişebiliyor. Yaş aralıklarımıza göre ilgi alanlarımızda çeşitlilik ve değişiklik olabiliyor. Bir mesleği tek bir şeyle değil yani ‘Mezun olduğumda ne yaparım? Nerelerde çalışırım?’ şeklinde değil de hayal etmek gerekiyor. Gençler şu dönemde özellikle ona da zaman ayırsınlar. Hayal kursunlar. 5-10 sene sonra nerede olmak istiyorlar? Nasıl bir iş yerinde çalışıyorlar? Nasıl bir aile kurmuşlar? Sosyal hayatları nasıl ve gerçekten bundan keyif alıyorlar mı? Tüm bunları değerlendirsinler. İlgi alanlarını çok kapsamlı bir şekilde düşünsünler. Çünkü meslek seçimi böyle bir şey. İlgiyi de yeteneği de mesleki değerleri de içinde barındırıyor. Bir öğrenciyi kan tutuyordur ama sağlıkla ilgili bir alanda çalışmak istiyordur. Bu kendi özelliklerine uygun değil. O zaman farklı alternatifleri değerlendirmek gerekiyor.”
Adayın kendini iyi tanıması önemli
“Çok fazla sayıda meslek ve bölüm var. Araştırma yapmak, değerlendirmek ve bilgileri toplayıp ondan sonrasında biraz özümsemek gerekiyor. Kendimizi tanımak çok önemli. Zor bir süreç ama sonuçta kendimizi en iyi bilen yine kendimiziz aslında. Belki bu süreçte ilgi alanlarını ve yeteneklerini yakın arkadaşlarıyla konuşabilirler. Yakın arkadaşları ve ailesi onlarda hangi özellikleri görüyor? Yine belki süreç içerisinde okul döneminde rehber öğretmenle bire bir iletişim içinde oluyorlar. Onlardan destek alabilirler. Bu özellikleriyle birlikte mesleklerin gerektirdiği o özellikleri karşılaştırabilirler.” tavsiyesinde bulundu.
Karar aşaması tamamen gence bırakılmalı
Bu süreçte ailelerin de yapması gerekenlere dikkat çeken Danışman Ece Tözeniş, “Bu dönemde ebeveynler adaylardan daha heyecanlı. Tabii ki çok haklılar. Hepimiz çocuğumuzu en iyi yerlerde görmek isteriz. Burada ebeveynlerin daha çok çocuklarının yanlarında durmaları gerekiyor. Karar aşamasını tamamen gence bırakması gerekiyor. Bazı dönemlerde görüyoruz anne baba o kadar baskın ki en sonunda onların istediği oluyor. Bu sefer aday öğrenci mutsuz oluyor. Anne ve babası istediği için mutsuz olacağı bir alanı seçmiş oluyor. Ebeveynler bu dönemde çocuklarıyla birlikte değerlendirme yapabilirler. Bütün süreçleri birlikte yürütebilirler. Birlikte araştırma yapabilirler ama son kararı çocuklarına bırakmaları gerekiyor. Sonuçta biz nerede başarılı oluyoruz? Gerçekten mutlu olduğumuz, keyifle yaptığımız, büyük bir hevesle yaptığımız alanlarda mutlu oluyoruz. Mutlulukla beraber başarıyı da yakalamış oluyoruz. Son karar gençlerin olmalı.” diye konuştu.
Geleceğin meslekleri neler?
Geleceğin meslekleri olarak değerlendirilen eğitim ve sağlık gibi alanların gelecekte de insanların ihtiyaçlarını karşılamaya devam edeceğini ifade eden Uzm. Psikolog “Şu anda tercih eğilimlerinin çok yüksek olduğu alanlar var. Eğitim, sağlık bunlar hep gelecekte de ihtiyaç duyulacak alanlar.” dedi.
Sadece diploma yeterli değil
“Üniversite sıralarında kendilerini geliştirmeye, donanımlarını artırmaya devam etmeleri önemli. Bu yılların çok iyi değerlendirilip sadece diplomayla yetinmeyerek ilgi alanları doğrultusunda yeteneklerini ve donanımlarını geliştirmek için çaba göstermeleri gerekiyor. Böylece öğrenci mezun olunca donanımlı ve aranan biri olarak iş hayatına atılacak.” dedi.
Mutlaka üniversiteleri ziyaret etsinler
Adayların bu süreçte üniversitelerin tanıtım günlerine katılarak hem tercih etmek istedikleri bölüm hem de üniversitenin olanakları hakkında bilgi sahibi olması gerektiğini kaydeden Ece hanım, sözlerini şöyle tamamladı:
“Tüm üniversiteler için tercih günleri devam ediyor. Üniversiteler birebir yerleşkelerinde, kampüslerinde tercih ve tanıtım günleri düzenliyorlar. Lütfen imkanları doğrultusunda mutlaka buraları ziyaret etsinler, hocalarla görüşsünler, bölümlerde okuyan öğrencilerle görüşsünler. Okuyacakları üniversitenin sınıflarını, laboratuvarlarını, sosyal imkanlarını görsünler. Böyle bir imkanları yoksa web sayfaları güncel oralarda online olarak ulaşabilecekleri pek çok birim var. Bu araştırmaları mutlaka bu dönemde yapmalarını öneriyorum.”
……………………………………………………………………………
Sabancı Vakfı, 48 Yıldır Başarılı Üniversite Öğrencilerine Burs Desteği Sağlıyor
SABANCI VAKFI BU YIL İTİBARIYLA
BURS DESTEĞİNİ 10 AYA ÇIKARIYOR
Sabancı Vakfı, 2022-2023 eğitim yılında da üniversite öğrencilerine burs desteği sağlamaya devam edecek. 48 yıldır üniversite öğrencilerine karşılıksız burs veren Sabancı Vakfı, bu yıl itibarıyla 10 aylık burs desteği ile öğrencilerin yanında olacak.
Başarıların teşvik edilmesi hedefiyle, her yıl yaklaşık 1.500 öğrenciye burs veren Sabancı Vakfı, bu yıl da geleneğini sürdürmeye devam ediyor. Vakıf, 48 yıldır başarılı üniversite öğrencilerinin eğitimini, üniversiteye girişten mezuniyete kadarki süre boyunca karşılıksız burslarla destekliyor.
Bugüne kadar 9 ay süresince verilen Sabancı Vakfı Bursları, 2022-2023 eğitim yılından itibaren başlamak üzere 10 aylık nakit ödemeyi kapsıyor. 2022-2023 yılı burs tutarları ve başvuru koşulları Eylül ayında açıklanacak olan Sabancı Vakfı burs programında geri ödeme yükümlülüğü bulunmayıp; mezun bursiyerler isteklerine göre burs almaya devam eden öğrencilere deneyim ve bilgi aktarımı için mentorluk yapabiliyor.
48 yılda 51 binin üzerinde öğrenciye burs veren Sabancı Vakfı’nın, üniversitelere yeni yerleşen öğrencilere yönelik farklı burs programları bulunuyor:
- Üniversiteye Giriş Bursu: Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) Sabancı Vakfı tarafından belirlenen taban puanları sağlayarak burs kontenjanı tahsis edilen üniversitelere yerleştirilen öğrencilere veriliyor.
- Kalkınmada Öncelikli İller Bursu: Sabancı Vakfı tarafından belirlenen 15 ilden birinde ortaöğrenimini tamamlayan, YKS’de yerleştirme puanı ile sıralamanın en üstünde yer alarak il birincisi olup yurt içindeki devlet üniversitelerine ya da burslu olarak Vakıf üniversitelerine yerleştirilen öğrencilere veriliyor.
- Engelli Öğrenciler Bursu: YKS’de yerleştirme puanı ile sıralamanın en üstünde yer alarak yurt içindeki devlet üniversitelerine ya da burslu olarak Vakıf üniversitelerine yerleştirilen görme, işitme ve ortopedik engelli beşer öğrencilere veriliyor.
- Sabancı Vakfı Vista Bursu: YKS’de Sabancı Vakfı tarafından belirlenen taban puanları sağlayarak burs kontenjanı tahsis edilen üniversitelerin Turizm İşletmeciliği bölümlerine yerleştirilen lisans öğrencilerine veriliyor.
Sabancı Vakfı’nın bu yıl burs kontenjanı tahsis ettiği üniversiteler; Ankara, Boğaziçi, Çukurova, Dokuz Eylül, Ege, Gazi, Hacettepe, İstanbul, İstanbul-Cerrahpaşa, İstanbul Teknik, Marmara, Orta Doğu Teknik, Yıldız Teknik Üniversitesi. Üniversiteye kayıt yaptıran öğrencilerin burs başvuruları için üniversitelerin burslarla ilgili bölümlerini ve sabancivakfi.org adresini takip etmeleri gerekiyor.