Teknolojinin Karanlık Yüzü / Bağımlılık
Bağımlılık deyince eskiden aklımıza alkol, sigara, kumar, uyuşturucu gelirdi. Yeni yeni telaffuz etmeye başladığımız bir bağımlılığımız var: Teknoloji.
Yaşadığımız dijital çağda başta anne ve babalar olmak üzere herkes teknoloji bağımlılığından dert yanıyor. Çözüm arıyor.
Teknoloji günlük yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası. Ancak teknoloji bir ihtiyaç olduğu gibi bağımlılık haline dönüşüp zararlı bir hal alabiliyor. Teknoloji bağımlılığı “Oyun, Telefon, İnternet ve Sosyal Medya Bağımlılığı” diyerek ayrılıyor. Psikolojik Danışman Furkan Zenuni herkesi teknoloji bağımlılığı konusunda bilinçli olmaya davet ediyor.
Bağımlılık nedir? Oyun, Telefon, İnternet ve Sosyal Medya Bağımlılığı
Furkan Zenuni, teknoloji bağımlılığını daha iyi anlayabilmek için teknoloji ve bağımlılık kavramlarının ayrı ayrı ele alınması gerektiğini belirtiyor.
Bağımlılık “Bireylerin, ruhsal ve bedensel sağlığına veya sosyal yaşamlarına zarar vermesine karşın, belirli bir eylemi yinelemeye yönelik karşı konulamaz bir istek duymaları.” olarak tanımlanıyor.
Ancak bağımlılık hakkında biraz daha farklı düşünmek gerekiyor.
İnsanoğlunun doğuştan gelen bir bağlanma ihtiyacı olduğunu söyleyen Psikolojik Danışman;
“Mutlu ve sağlıklı olduğumuzda bunu çevremizdekilerle paylaşmak isteriz. Ama bunu yapamadığımızda, örneğin travmatize olduğumuz veya soyutlandığımızda bizi rahatlatan bir şeylerle bağ kurma ihtiyacı duyarız. Bu akıllı telefonumuzu kurcalamak olabilir. Video oyunu oynamak olabilir. Hatta sosyla medyad gezinmek de olabilir. Mutlaka bir bağ kurarız. Çünkü bu doğamızda var.” diyor.
Kişi yapacak bir şey bulamadığında, engellendiğinde veya soyutlandığında ulaşabildiği en kolay madde veya nesneye ulaşıyor. Bu sayede beynin ödül merkezi uyarılıyor.
Madde veya nesne kullanılmaya devam edildikçe ödül merkezi de uyarılmaya devam ediyor ve bir süre sonra tolerans gelişiyor.
Kişi bu aşamadan sonra kendini normal hissetmek için kullanıma devam ediyor ve bağımlılık durumu ortaya çıkıyor.
Bağımlılık kişinin aile ilişkilerini, sosyal yaşantısını ve kariyerini etkiliyor. Dolayısıyla kendine kapanma, yüzleşmekten kaçınma gibi durumlar oluşuyor.
Kişi zamanının çoğunu tek başına geçirdiği için kendini mutlu edebilmek adına zamanının büyük bir bölümünü bilgisayar veya telefon başında harcıyor.
Bağımlılıkları Oyun, Telefon, İnternet ve Sosyal Medya olarak ayrı ayrı incelediğimizde hem bağımlılık hem de kullanıcı hakkında daha detaylı bilgiler veriyor.
Acı ama gerçek: Ebeveynler teknoloji bağımlılığına temel oluşturuyor
Ebeveynler bağımlılığa sebep nesneyi çocuklarına kendi elleriyle veriyor.
0–6 yaş temel gelişim döneminde çocuk için en güvenli varlık olan anne tarafından “oyalansın, ağlamasın, uyusun, yemek yesin” gerekçeleriyle çocuğunun önüne veya eline telefon-tablet verilmesi, çocuğunun zihnine bu cihazların güvenilir cihazlar olarak kodlanmasına sebep oluyor.
İlerleyen yıllarda özellikle de ders çalışma konusu öne sürülerek “bırak artık şu telefonu-tableti” söylemi çocuğun kafasında sorgulamaya neden oluyor. Çocuğun bu sorgulaması mantıklı bir açıklamayla giderilemediği takdirde çatışma ve itaatsizliğe dönüşüyor.
Araştırmalara göre sadece 1 dakika kitap okuyoruz
Küçük yaşlardan itibaren sınırsız ve kontrolsüz telefon, tablet, video ve oyun kullanımı çocuklarda ruhsal ve bedensel bir takım rahatsızlıkları ortaya çıkarıyor.
Her yıl yayınlanan Global Dijital Raporun 2017 yılı Türkiye verileri yayınlanıyor. Türkiye’de yüzde 13 artışla 54,33 milyon aktif internet kullanıcısı ve yüzde 6 artışla 51 milyon aktif sosyal medya kullanıcısı bulunuyor.
Ancak TÜİK 2017 raporuna bakıldığında günlük ortalama kitap okuma süresinin yalnızca 1 dakika olduğu göze çarpıyor.
Peki bu bağımlılıktan nasıl kurtulacağız? Telefon hep elimizde…
Diğer bağımlılık türlerinde çözüm süreci bireyi bağımlı olduğu maddeden tamamen uzaklaştırarak ve arındırarak ilerliyor.
Oyun, Telefon, İnternet ve Sosyal Medya Bağımlılığının çözümünde ve sonrasında kişiyi bağımlı olduğu nesneden tamamen uzaklaştırmak, çevresel şartlar yüzünden mümkün olamıyor.
Dolayısıyla Oyun, Telefon, İnternet ve Sosyal Medya Bağımlılığı, diğer bağımlılık türlerine nazaran çözümü handikaplı bir bağımlılık türü olarak öne çıkıyor.
Bu sebeple kişinin kendini ve çocuklarını Oyun, Telefon, İnternet ve Sosyal Medya Bağımlılığından korumanın çözüm aramaktan daha kolay ve mantıklı olacağını belirtiyor.
Psikolojik Danışman Furkan Zenuni’nin önerileri ise şöyle;
- Ailelerin çocuklarının zihinsel ve duygusal tatminlerini sağlamaları çok önemlidir.
- Çocuğun suni mutluluk kaynaklarına ihtiyacı kalmayacak şekilde yetiştirilmesine özen gösterilmelidir.
- Oyun, Telefon, İnternet ve Sosyal Medya kullanımı var olan çocuklar sistematik bir şekilde tüketen taraftan üreten tarafa yönlendirilmeli, ellerindeki teknolojik imkanları; öğrenmek, gelişmek ve üretmek için kullanmaya teşvik edilmelidir.
- Çocuğun kodlama öğrenmesi, program veya uygulama yazabilmesi, web tasarımı bilmesi ona ileride hangi mesleği yaparsa yapsın başarı getirecektir.
Anneler ve mentorların buluşma noktası www.i-mom.org