Sevdiğin İşi Yapmak

Yakın zamanda değerli tarihçi ve yazar İlber Ortaylı’nın kaleme aldığı çok güzel bir kitap yayınlandı. Kitabın adı “BİR ÖMÜR NASIL YAŞANIR?” Ne kadar güzel bir kitap ismi ve çağrıştırdıkları değil mi?

Hakikaten bir ömür nasıl yaşanır ve yaşanmalı her şeye rağmen. Üstünde kafa yorulacak en önemli konulardan biri. Ben bu yazımda bu kitap hakkında konuşmayacağım. Çünkü kitap ayrı bir yazıyı hak edecek değerde. Ben kitabın başlığıyla ilintili, yine hayata dair bir konudan söz edeceğim.

Lafı çok uzattım biliyorum kusura bakmayın. Şimdi beni ve herkesi çok güldüren, 54.000 beğeni alıp dolaşıma giren ve bir kaç yerde karşıma çıkan bu tweete gelelim.

Bir kaç gün önce sosyal medyada gezinirken bir tweete denk geldim. Sosyal medyadaki, özellikle de Twitter’daki mizaha bayılıyorum. Takip ettiğim bazı fenomenler var. Bu mizah kendiliğinden, doğal olarak, kollektif bir şekilde ortaya çıkan çok zeka içeren, aşırı yaratıcı, benzersiz ve kaliteli bir mizah. Orada değişik bir jargon var. Hayatımızda olan bitene, maruz kaldığımız durumlara uygun ürettikleri sloganları, aforizmaları var. Çoğu o duruma o kadar cuk oturuyor ki ben de hemen benimseyip günlük dilime sokup, yeri geldiğinde kullanıyorum.

Söz konusu tweet başka bir tweetin altına yorum olarak yazılmıştı. İlk tweette Amerikalı rock  müzik grubu Evanescence’ın Eylül ayında ülkemize konser vermeye geleceği bilgisi veriliyordu.

Beni çok güldüren tweette aynen şöyle yazıyordu:
“gelmeyin bankacı olduk biz dinlemiyoruz artık sizi”

Tweeti imla kurallarına dikkat etmeden aynı yazıldığı gibi yazdım. Çünkü bu özensiz yazım yazanın bence duygusunu ve birazcık hiddetini ele veriyor. Hani bakmak ve görmek ayrı şeylerdir ya ben büyük olasılık çoğunun üstünde durmadan gülüp geçeceği bir tweete tıpkı kara deliğe çekilir gibi neden çekildiğimi biliyorum. Yaklaşık yarım asır bankacılık yapmış biriyim ve bu tweeti yazan genç insanla empati kurmam kaçınılmaz.

Bankacılık ve finans işleri tam enerji vampiri işlerdir. Yeri gelir içindeki yaşama hevesini söndürür. İş zaten çok streslidir ama en zoru sizi bezdiren hiç bir şeyden asla tatmin olmayan yöneticileriniz, daha çok çalışasınız diye kurumunuzun sizi birbirinize rakip haline getirdiği çalışma arkadaşlarınız ve en önemlisi size saç baş yoldurtan müşterilerinizdir. Bir modern zaman çilehanesidir diyebilirim. Çok dayanırsanız bu çilelere oradan ermiş olarak çıkmanızı garanti edersiniz.


Ben bu tweeti yazan genç arkadaşım için o kadar üzüldüm ki anlatamam. Düşünün bir zamanlar hayranı olduğu gruba ilgi gösterecek enerjisi ve zamanı yoktu hatta sevgisi bile kalmamıştı belki de. Benim geçtiğim yollardan geçiyordu ve aynı geçmişte benim yaşadığım hayata maruz kalıyordu muhtemelen. Tweet’in altı da konsere dair bezgince yazılmış yorumlarla doluydu. Yine bir sürü genç insan benzer beyanlarda bulunup, grubu artık dinlemediklerini finansçı, muhasebeci olduklarını söylüyordu.

Aşırı orta yaş hassasiyeti mi gösteriyorum ya da geçmişteki işime çok mu kin doluyum bilmiyorum. Bankalardaki ortamın bıraktığımdan da daha kötü olduğunu bilmesem yorum yapmazdım aslında.

Mecburiyetten ve çaresizlikten ya da başka nedenlerden sevmediğimiz bir işi yapmışızdır çoğu zaman. Hatta belki de hiç sevmeden çok uzun yıllar yapmak zorunda kalmışızdır.

Sevmediğimiz bir işi yapmak ,hayatı kaçırmak ve kendine yabancılaşmayı kaçınılmaz kılan bir realite. Hayata bir kez geliyoruz ve tekrarı yok.

İlber Hoca’yı görsem ona sormak istediğim soru şu olurdu:

Hocam evet bu gençler diyelim ki sizin de önerdiğiniz gibi bir  kaç dil öğrendiler, çok iyi eğitimler aldılar ancak ekonomik ve siyasi konjonktür gereği ancak bulabildikleri çok da sevmedikleri bir işe razı oldular. Hayal ettikleri gibi bir iş bulamadılar. O zaman buna rağmen bir ömür nasıl yaşanır?

Meslek seçimi ve eş seçimi hayattaki en önemli konudur der uzmanlar. Ne kadar doğru.

Çünkü “İkisiyle de” bir ömür geçirmek üzere bir karar alıyorsunuz ve bir yola çıkıyorsunuz. Çoğu zaman insanlar eşlerini bile daha kolay bırakıyor ancak yeni bir iş bulmak konusunda o kadar da cesur olamıyorlar. Meslek ve iş seçiminde insanın kendisini iyi tanıması, neyin onu tatmin edeceğini titizlikle arayıp bulması çok çok önemli. Kendisine yabancılaşmayacağı, doyumlu bir hayat yaşamayı sağlayan bir iş ve yaşam dengesi kurmak hiç de kolay değil.

Konfüçyüs “Sevdiğiniz işi yaparsanız, bir gün bile çalışmış sayılmazsınız.” demiş.

Mühim olan o sevilecek işi, mesleği çok genç yaşlarda hatta çocukken keşfetmek. Burada da eğitimcilere ve ebeveynlere büyük iş düşüyor.

Herkesin sevdiği işi yaptığı ve mutlu olduğu bir dünyayı hayal etmek hayli ütopik görünse de en azından bu farkındalıkla gençleri yönlendirmek ve etkilemek bile o ütopyaya yaklaşmak için büyük bir adım. Gençlere asla pişman olmayacakları hayatlar yaratmalarına katkı sağlamalıyız. Hiç bir genci bir zamanlar fanatiği olduğu müzik grubuna kayıtsız kalacak kadar yaşamdan soğutacak bir dünyaya teslim etmeyelim.

Banuhan Güvenir

Bir Kahve Molası

Yazarın Diğer Yazıları için:

Sosyal Ağların Ağına Düşmeyelim, tık tık.

Hayatınızın Senaryosu

İnsanın Anlam Arayışı, tık tık.

Bu da Listelist’in İlber Ortaylı’nın “Bir Ömür Nasıl Yaşanır?” kitabından aldığı liste, tık tık.
 

3 thoughts on “Sevdiğin İşi Yapmak

Yorum yapın....

WhatsApp