Not alırken Ya da Okurken Zaman Kaybetmek İstemeyenler İçin
Hep sorar arkadaşlarım:
Bu kadar çok kitabı nasıl okuyabiliyorsun?
ya da bunca bilgiyi nasıl not alıyorsun?
diye…
İşte onlara cevap olarak bu makaleyi yazmak istedim.
Ben not alarak çalışırım, gittiğim seminerlerde rastlıyorum bazı insanlar da kayıt alıyorlar.
Açıkçası son dönemlerde ben de telefonumun özelliklerini kullanarak hem kayıt alıyor hem de resim çekiyorum. Ama o kayıtları tekrar dinlemeye vaktim oluyor mu? Ne yazık ki hayır. Yine eski sistem not almam işe yarıyor. Evde yüzlerce defterim var gittiğim, seyrettiğim seminerlerden aldığım notlarla dolu. Referans noktası olarak onlara bakıyorum açıkçası.
Not almak önemli bence. Not alırken görsel hafızanız da devreye giriyor. Ben eski sistem not alıyorum. Konuşmacının / öğretenin söylediklerini hızlı bir şekilde yazıyorum. Daha önemsediğim noktaların da ya altını çiziyorum ya da yanına yıldız koyuyorum.
Öte yandan dünyada not almanın da metodları varmış. Kızlarımla konuştuğumda okullarında bunlardan bahsedildiğini öğrendim. Haberleri olmasına sevindim.
Cornell Not Alma Metodu
Cornell Üniversitesi’nden bir profesör 1950’lerde bir not tutma sistemi geliştirmiş. Cornell Metodu diye de anılan sistem öğrencinin sistematik bir şekilde kayıt alıp, analiz etmesini sağlıyor ve tüm Amerika’da kabul görmüş bir yöntem.
Sayfayı 3 e bölüyorsunuz: Esas not alacağınız yer sağdaki kolon, soldaki daha dar olan kolon ise ipuçlarının not alınacağı yer, alttaki enlemesine geniş bölüm ise özetin bulunacağı yer.
Ders sırasınca öğrenci sağ taraftaki ana bölüme notları alıyor, sembolleri, kısaltmaları, cümleleri yazıyor. En önemli noktaları, ana noktaları ve konuyu hep buraya yazıyor.
Mümkün olan en kısa sürede ise (24 saati geçmemek kaydıyla) sol taraftaki ipucu kısmına çeşitli sorular ve ipuçları yazılıyor. Alt kısımdaki bölüme ise en fazla 7 cümle olacak şekilde bir özet yazılıyor. Böylece öğrenci tekrar yapmış oluyor. Cornell Metodu hem tekrar hem de öğrencinin kendi kendine soru çıkarması ve özet bölümünde 7 cümlelik özetiyle öğrencinin konuyu tam anlamıyla anlamasına olanak veriyor.
Başlık Not Alma Metodu
Başka bir not alma yöntemi ise Başlık Metodu. Bu metodda öğretmenin ya da konuşmacının anlattıklarını başlıklar halinde yazıyorsunuz. Bu başlıkları numaralandırıp, büyük harfle yazmaya özen gösteriyorsunuz. Her bir başlığın altına küçük harflerle not alıyorsunuz. Aldığınız notlardan daha fazla yer bırakıyorsunuz ki konuşmacı ya da öğretmen aynı başlık için başka bir bilgi verirse o başlığın altına gidip yazmanız için.
Klasik Not Alma Metodu
Bazı durumlarda ise öğretmenin her dediğini yazmak bir yöntem olabilir. Hızlı anlatan öğretmen ya da konuşmacılarda ise notlarınızda bol bol kısaltma, sembol olmalıdır. Ayırca çok hızlı ve okunabilir not almanız da gerekir.
Mind Mapping Metodu (Zihin Haritalama)
resim alıntıdır
Son dönemlerde moda olan bir başka metod ise Mind Mapping Metodu. Özellikle görsel yönü kuvvetli insanların bu metodu kullanması daha kolay olabilir. İngiliz yazar Tony Buzan bu metodun yaratıcısı olarak anılıyor. Bu metod bir ana fikirden tüm fikirlerin birbiriyle bağlanarak dallanmasından oluşan, sonuçta bir ağacın dalları gibi birbirine bağlı yazı veya görsellerden oluşur. Mind mapping beynin çalışmasından esinlenilerek oluşturulmuş. Sayfanın başından başlamak yerine sayfanın ortasına esas fikir yazılır. Tüm diğer fikirler bu fikirden fışkırır. Mind map i geliştirmek tamamen size bağlıdır. Her bir fikrin altına detaylı açıklamalar ya da görseller ekleyebilirsiniz. Not almanız gereken dersler ya da seminerler için Mind Mapping işinize yaramayabilir. Ama bildiğiniz bir konuyu detaylı bir şekilde özetlemekde yararlıdır. Daha çok hedef koymak, plan yapmak için kullanabilecek bir tekniktir.
Bir de işin okuma ve anlama kısmı var
Öğrenci de olsanız, eğitimini bitirmiş ama öğrenmeyi hiç bir zaman bırakamamış biri de olsanız, okumanın hem de anlayarak okumanın ne kadar önemli olduğu su götürmez bir gerçektir.
Ben açıkçası bir kitap oburuyum. Aldığım kitapların bazıları kurgu, bazıları ise bilimsel niteliği olan, bilgi veren kitaplar. İkisini de ayrı şekilde okuyorum. Birincisinde kendimi kitabın kahramanının yerine koyarak, kitabın içinde kayboluyorum. İkinci tip kitaplarda ise altını çiziyor, not alıyor bazen de konuyla ilgili araştırma yapıyorum.
Konumuz öğrenmek olduğu için ikinci tip okumadan bahsetmek istiyorum. Pekii daha etkin okuma, anlama ve öğrenme için neler yapabiliriz?
-Aktif okumalıyız, yani okurken notlar almak, ana noktaları çıkarmak, gerekirse sorular sormak.
-Çok zor konularla dolu bir kitabı okurken daha sakin ve sessiz bir ortamı tercih etmeli, okuma hızını düşürmeliyiz.
Bu konuda da çeşitli tekniklerden bahsetmek isterim. Siz size uygun olanı tercih edebilirsiniz. Benim tekniğim ikisinin de karışımı sayılabilir.
SQ3R ve OK4R Okuma ve Anlama Teknikleri
Bu harfler de neyin nesi? Bu harfler okuma tekniklerinin adımlarının ilk harfleri. Bu şekilde adlandırılmışlar.
SQ3R 1941 yılında askerlerin daha iyi okuyucular olması için geliştirilmiş bir metod. OK4R ise yine aynı Cornell Üniversitesi Profesörü tarafından sınıfında başarısız olan öğrenciler için geliştirdiği bir metod.
SQ3R (Araştırma, Soru Sorma, Okuma, İşaretleme, Tekrar)
Survey / Araştırma /
Okuduğunuz makalenin geneline bir göz atıp, grafikleri, başlıkları dikkate alırsınız. Yazılan konunun ne olduğunu kabaca anlarsınız.
Question / Soru Sorma /
Başlıklarda bahsedilen, ya da sizde sorma hissi uyandıran soruları not alırsınız. Bu sorular alt başlıklarda ya da italik olarak yazılmış paragraflarda da olabilir.
Read / Okuma /
Soruların cevaplarını bulmak için tüm yazıyı okursunuz.
Recite / İşaretleme /
Metinde bulduğunuz cevapları işaretler ve notlar alırsınız.
Review / Tekrar – Gözden Geçirme /
Okumayı bitirdikten sonra, cevaplarınızı gözden geçirirsiniz. Eğer cevaplanmamış sorularınız kaldıysa metni hızlıca bir daha gözden geçirip cevap bulmaya çalışırsınız.
OK4R (Genel Bakış, Ana Fikirler, Okuma, Hatırlama, Yansıtma, Tekrar)
Overview / Genel Bakış /
İlkönce girişi, içindekileri, başlıkları ve verilen bilgiyi genel bir gözden geçirme yapılır. Böylece konunun ne olduğu tespit edilir.
Key Ideas / Ana Fikirler /
Genel konuyu tespit edince tüm bölümlere tek tek göz atılır. Bölümle ilgili ana fikir genelde ilk paragraflardadır. Resimlere, grafiklere bakılır ve ana fikirler bulunur.
Read / Okuma /
Ana fikir bulunduktan sonra tüm bölüm baştan sona okunur. Ana fikir ve konu hakkında bilginiz olduğu için normalden hızlı okuduğunuzu görünce şaşırabilirsiniz.
Recall / Hatırlama /
Okuduktan sonra kitap ya da makale kapatılır ve akılda kalanlar bir kağıda özet olarak not alınır.
Reflect / Yansıtma /
Okuduklarınızı daha önce öğrendiklerinizle birleştirip, benzerlikleri ve / veya ilişkileri ortaya çıkarırsınız.
Review / Tekrar – Gözden Geçirme /
Bir süre geçtikten sonra tekrar gözden geçirirsiniz. Yazının ve notların üzerinden bir kez daha geçerek hatırlamaya çalışırsınız. Tekrar etmek öğrenmenin en önemli anahtarı.
Sizin de dikkatinizi çekmiştir.
Tüm yöntemlerde TEKRAR, TEKRAR, TEKRAR var. ÇÜNKÜÜÜ Okuduğumuzu not aldığımızı tekrar edersek, gözden geçirirsek esas öğrenme gerçekleşiyor.
Neden mi? Nedeni çok basit, çünkü beyin böyle öğreniyor.
Bilim adamları beynin 3 çeşit hafızası olduğunu söylüyor:
1-Duyusal hafıza / Bu hafıza son derece kısa süreli. Adı üzerinde duyularımızla hissettiklerimizi hafızamıza gönderiyoruz. En fazla 12 şeyi, sadece birkaç saniye hafızamızda tutabiliyoruz.
2-Kısa süreli hafıza / Kısa süreli hafıza ise duyusal hafıza ile ilişkili. Gördüklerimizi, okuduklarımızı kısa süreli olarak hafızamıza yerleştiriyoruz. Kısa süreli hafızanın da süresi çok kısa. Uzun süreli olmasını istiyorsak öğrenmeyi istediğimiz konuda tekrar yapmalıyız.
3-Uzun süreli hafıza / Öğrenme burada gerçekleşiyor. Eğer biz bilgiyi kısa süreli hafızamızdan uzun süreli hafızamıza aktarabilmişsek ihtiyacımız olduğunda (mesela sınavda) da oradan çağırabiliyoruz. Tanıdığımız birisiyle karşılaştığımızda ismini hatırlayamamız, ya da “Ahh, ben bunu çok iyi biliyordum” deyip de bir türlü söyleyememiz işte bundan. Uzun süreli hafızamıza bilgiyi gönderememizden.
Açıkçası benim de kendime göre bir metodum vardı ders çalışırken.
Mutlaka not tutardım. Çalışırken de tuttuğum notlar üzerinden özetler çıkarırdım.
Not olmadığı, kitaptan çalışmak zorunda olduğum zaman ise alırdım kitabı önüme. İçindekilere bakardım. (Derse girdiğim için öğretmenin önem verdiklerini de bilirdim) Sonra da kendime şunu sorardım: “Peki ben olsam neleri sorardım? Bu derste en önemli noktalar neler? Neleri öğrenmek önemli?” Sonra kendimce tespit ettiğim konuları daha detaylı çalışırdım. Tabii ki öğretmenimizin derste bahsettiği bazı önemli noktaları da gözardı etmezdim.
Ders çalışmakla ilgili durumlarda arkadaşlarla ilişkiler de önemlidir. Çalışkan arkadaşlarımla telefonda sohbet ederek onların neye çalıştığını öğrenirdim. Bazen onlar beni arar “Şu, şu konuya çalıştın mı?” diye sorarlardı. Eteklerim tutuşur, hemen o konuya da göz atardım.
Bizim zamanımızda bazı öğretmenler “Ters Köşe Öğretmenliği” yaparlardı sınavlarda. Hiç bahsetmediği, ya da ağzının kenarıyla bahsettiği konuları sınavda sorardı. Sınav zor olsun, öğrenciler iyi not alamasın diye. Buna da çözümümüz bir önceki dönem aynı öğretmenden ders almış öğrencilerdi. Onlardan bilgi alırdık neler sorulmuş diye…
Allahtan günümüzde böyle öğretmen kalmadı. Şimdiki öğretmenler öğrencinin öğrenmesine GERÇEKTEN önem veriyorlar. Ne mutlu öğrencilere….
Hadi bakalım öğrenmeye….
Bahar Anahmias, the learner
Eğer bu yazımı yararlı bulduysanız, bana ❤❤❤ verin lütfen.
Not:
Bu yazdıklarımı çocuklarınızla da paylaşabilirsiniz. Özellikle sınavlara hazırlanan çocukların sözel derslerinde işe yarayabilir.
Yararlanılan Kaynaklar
Kaynak 1 : What do Best College Students Do
Kaynak 2 : Student Health UChicago
Anneler ve mentorların buluşma noktası www.i-mom.org
YKS2021’e hazırlanan bir öğrenci olarak bu makaleniz için teşekkürlerimi sunarım.
Ne mutlu bana… Çok teşekkür ederim geri bildiriminiz için.:) Umarım YKS2021’de istediğiniz sonuçlara ulaşır, çalışmanızın meyvesini alırsınız.
çok güzel yazmışsınız elinize sağlık