Hayatın Provası Yok
İyi hayatın sırrı nedir?
Sağlıklı hayat mı?
Paralı hayat mı?
Geçen haftalarda sevgili Osman Müftüoğlu bir liste yapmış. Hem onunkinden alıntılar yapmak hem de kendim bir iki ekleme yapmak isterim. Şimdi sorabilirsiniz: Peki senin hayatın iyi mi?
Sizlere William James’den bir sözle cevap vermek isterim:
Benim kuşağımın en büyük keşfi, bir insanın tutumunu değiştirerek hayatını değiştirebileceğini öğrenmiş olmasıdır.
İşte iyi hayat sırları:
DEĞİŞİME AÇIK OLUN. FARKLI ŞEYLER DENEYİN:
Klişe olacak ama “Aynı şeyleri yaparsanız, aynı sonuçları alırsınız.” Siz de farkında mısınız, hep aynı olmanın insanı monotonlaştırdığını. Değişime açık olmak en önemlisi.
AFFEDİN:
Affetmek sizi özgürleştirir. Affetmek karşı tarafla ilgili değil, sizinle ilgili bir eylemdir. Affettim dediğiniz anda içinizde bir rahatlama, bir arınma hissedebilirsiniz.
ŞÜKREDİN:
Şükredecek o kadar çok şey var ki… Öncelikle her sabah yeni doğan güne uyanabildiğiniz için… Sizi seven, düşünen dostlarınız olduğu için… Başınızı sokacak bir eviniz, sıcak yatağınız, karnınızı doyuracak yemeğiniz olduğu için… Şükretmekle ilgili kendinize hedef koyarsanız, alışırsınız.
HOŞ GÖRÜLÜ OLUN:
Hayatta herşey istediğiniz gibi olmayabilir. Hatta çoğu zaman da olmaz. Ne demiş şarkıda “Hoş gör sen, affet gitsin, aldırma”. İstediğiniz gibi olmayan kişilere ve kimselere karşı hoşgörülü olun. Yargılamayın. Onların bakış açısı farklı olabilir.
SEVDİKLERİNİZLE OLUN:
Dilimizde tüy bitti, Harvard’lı araştırmacıların araştırmasını paylaşmaktan. Eveeet, sosyal ilişki uzun ve mutlu bir hayatın sebebiymiş. Yani sevdikleri ile düzenli bir şekilde olanlar diğerlerine göre daha uzun yaşıyorlarmış.
ÇOCUKLARINIZA EN İYİ ANNE-BABA OLMAYA ÇALIŞIN:
Bu da benden. Neden mi? Elinizden geleni yapmazsanız, sonra yapmadıklarınız çocuklarınızda çeşitli problemler veya travmalar olarak karşımıza çıkabiliyor. Çevrenize bir bakın, bir baltaya sap olamamış, ev düzenini oturtamamış yetişkinlerin çoğunda çocukluğunda ilgisizlik, sevgisizlik var. Öte yandan aman dikkat. En iyi anne-baba derken fazla korumacı, fazla titiz olun demiyorum. Onları dinleyen, sevgi veren, ilgilenen anne-baba en iyi anne-babadır kanımca. Siz ne dersiniz?
BİR ŞEYE BAŞLAMAK İÇİN EN İYİYİ BEKLEMEYİN:
En iyi eş adayını beklerseniz, evde kalacağınız garanti . Ya da en iyi işi beklerseniz işsiz. Zamanında yardımcı olduğum bir start up vardı. Sürekli yeni yazılımı (Adobe Flash) beklediği için bir türlü piyasaya çıkamadı. Malum 6 ayda bir yeni sürüm çıkıyor. Son derece iyi bir iş fikri olmasına rağmen 2–3 sene yaşadı ama tüketici ile buluşamadı. Siz de en iyi anı, en iyi arkadaşı, en iyi eşi vs. beklemeyin. Şu an en doğrusudur. İyinin iyisi vardır. Hareket geçin.
YAŞLANMANIN YAŞI YOK, UNUTMAYIN:
Yaşlanmak bir tutum olayıdır, yıl değil. Ne yaşlı gençler var ki, mor elbiseleri, canlı gülücükleri ile çevrelerine neşe saçarlar. Ne genç yaşlılar varki, kanepeden kalkmaz, somurtur, üreticilik adına hiçbir şey yapmaz. Picasso 90’ında bile tablo yapmaya devam ediyordu. Tolstoy son eserini 80’inden sonra tamamlamış. Yaşlı ne zaman yaşlıdır? Üretmediği, harekete geçmeyi bıraktığı zaman.
DAHA AZ ŞİKAYET EDİN:
Şikayet edenlerin çevresinde kimseyi gördünüz mü? Benim de şikayet edeceğini bildiğim için daha az aradığım tanıdıklarım var. Aradığımda hatırlandığı için sevineceğine, hatırlanmadığı zamanların şikayetini yapıyorlar bana. Eee, bayram kutlaması vs. dışında aramak da içimden gelmiyor.
HAYATTAN ZEVK ALMAYA BAKIN:
Hayat pozitif gözlüklerle bakanlar daha uzun yaşıyor, daha az hastalıklara yakalanıyormuş. O gözlüklerden edinmeye ne dersiniz? Olayların ve kişilerin pozitif yönlerine odaklanın. Çok klişe biliyorum ama “Hayatın provası yok.” Bugün ve bu an…
KENDİNİZE İYİ BAKIN:
Hem beslenme hem de aktivite olarak iyi bakacağınız bu vücuda çok ihtiyacınız var. 100 yıl yaşama şansınızı neden daha aza indiresiniz? Beslenme üzerine ahkam kesmeyeceğim. Herkesin doğrusu kendine. Öte yandan haftasonunda Dr.Mehmet Öz’ün bir röportajına denk geldim. Uzun yaşayanlarla ilgili yaptığı araştırmalardan bahsediyordu. Dünyanın en uzun yaşayanları çeşitli bölgelerde mevcut. Ortak özellikleri az ve sebze ağırlıklı beslenmeleri ve dere tepe dolaşmaları. Yani az yemek ve çok hareket….
Tanrım bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceklerimi kabul etmek için sabır, bu ikisi arasındaki farkı anlamam için de akıl ver….
Yukarıdaki M.Ö.200 yılından bir Hitit duasından alınma.
Benden bu kadar… İstediğinizi alın, istediğinizi atın. Bana kalsa hepsini yapın.
Hayatın provası yok unutmayın…
Sevgiyle,
Bahar Anahmias, the good life seeker
Bu da bugün rastladığım harika bir video. Paylaşmasam olmazdı.
A post shared by Çok Kısa Film (@kisacikfilm) on Mar 24, 2019 at 12:28pm PDT