21. yüzyılın başlarındayız. Endüstri 4.0 ile beraber bir süredir “21.yüzyıl becerileri” diye birşeyden bahsediyoruz.
Nedir bu 21. yüzyıl becerileri? Neden önemli?
Özellikle teknoloji alanında gerçekleşen gelişmeler ile dünya hızlı bir dönüşüm içerisinde ve her gün insanlara yeni yeni kapılar açıyor.
Yapay zeka ve robotların hayatımızın bir parçası haline geldiği Endüstri 4.0’da bazı meslekler önemini yitiriyor, bazılarının iş yapış şekilleri değişiyor.
Airbnb, Über, Facebook, Bitaksi, Google, Google Maps, İphone, İpad, Wikipedia, Robot Sophia… Bundan çok değil 20 sene önce hiçbiri hayatımızda yoktu. Hayal bile edemezdik.
Bugün ilkokulda okuyan çocukların yarısından fazlası üniversiteyi bitirdiklerinde şu an var olmayan mesleklerde çalışmaya başlayacaklar.
En önemli sorun, çocukları tahmin edilemeyen bir gelecek için yetiştirmek.
Aşırı koruyucu anne baba profilleri bugünün çocuklarına çok büyük zararlar veriyor
Çocuklarımızı geleceğe hazırlamak konusunda ailelere ve özellikle ebeveynlere de önemli görevler düşüyor.
Çocukların hem okul hem de ev ortamında bir birey olarak kabul edilmesi, temel akademik konular dışında çevre, iş hayatı, ekonomi gibi içinde yaşadıkları hayatın gerçek problemleri üzerine düşünmeye teşvik edilmesi gerekiyor.
Çocukları adına karar veren, hiçbir zorlukla yüzleşmesine izin vermeyen, aşırı koruyucu anne baba profilleri bugünün çocuklarına geçmişte olduğundan çok daha büyük zararlar veriyor.
Oysa kendi hayatlarına yön verebilen mutlu bireyler olmak tüm çocukların hakkı…
“Küçük yaşlardan itibaren çocukların ilgi ve yeteneklerine uygun bir spor veya sanat dalı ile aktif olarak ilgilenmeleri ebeveynlerin çocuklarına verebilecekleri en büyük hediye” diyen EduProfill Investments AŞ yatırımı olan Devr-i Alem Eğitim Kolejleri’nin İş Geliştirme Yöneticisi Ebru Uğraşan, yapılan araştırmaların sanat ve spor dallarında aktif olarak yer alan bireylerin, onları pasif olarak sadece “izleyen” bireylere göre yaratıcılık, IQ seviyesi, duygusal zeka, iletişim, özgüven gibi birçok beceriyi hızla geliştirdiklerini ortaya koyduğunu söylüyor.
Eğitim kurumları ve ebeveynler çok yönlü düşünebilen, uyum sağlama yeteneği yüksek, yeni durumlarla karşılaştığında nasıl davranması gerektiğini bilen nesiller yetiştirmek zorundalar.
İşte tam burada, önce 4C (Critical Thinking, Collaboration, Communication, Creativity) olarak karşımıza çıkan
şimdilerde ise 6C’ye (Critical Thinking, Collaboration, Communication, Creativity, Citizenship/Culture, Character Education/Connectivity) dönüşen 21. yüzyıl becerileri devreye giriyor.
21. yüzyıl becerilerini geliştirmede en etkili yöntem, Proje Tabanlı Öğrenme
4C kavramı, 2000’li yılların başlarından itibaren eğitim sistemlerine entegre edilmeye başlandı. Okullar, özellikle Proje Tabanlı Öğrenme metodu ile çocuklara birlikte çalışıp özgün çözümler üretebilecekleri gerçek yaşam konularıyla ilgilenme olanağını sağladı.
Buck Eğitim Enstitüsü, Proje Tabanlı Öğrenmeyi öğrencilerin özgün, ilgi çekici ve karmaşık bir konuyu, problemi veya soruyu araştırmak, bunlara yanıt vermek için uzun bir süre çalışarak bilgi ve beceri kazanmalarını sağlayan bir öğretim yöntemi olarak tanımlıyor.
Proje Tabanlı Öğrenmede, öğretmenin rolü çocuklara cevapları vermekten çok onlara koçluk yapmak.
Bu sayede cevapları kendilerinin bulmalarına ve faydalı çözümler üretmelerine destek olmaları sağlanıyor.
Burada önemli olan, sonuçtan çok çocukların süreç içerisinde hedeflenen becerileri geliştirebilmeleri…
Bu yöntem pek çok uzman tarafından 21. yüzyıl becerilerini geliştirmede halen en etkili yöntem olarak kabul ediliyor.
21. Yüzyıl Becerileri
Eleştirel Düşünme (Critical Thinking)
Farklı kaynaklardan alınan bilgilerin analiz edilmesi, sorgulanması ve sentezlenmesi olarak tanımlanan eleştirel düşünme, öğrencilere doğru bilgiye ulaşma, bilgiyi anlamlandırma ve kendi hayatlarına uygulama olanağı vermeyi amaçlar.
İletişim (Communication)
Günümüz insanının sahip olması gereken en önemli becerilerden biri iyi iletişim kurabilme becerisi. Bilginin açık olması ve karşımızdaki kişinin anlayacağı şekilde aktarılması iletişimin temelini oluşturuyor. Öğrencilerin işbirlikli çalışmalarda kendini ifade etme yeteneklerinin yanı sıra aktif dinleme yeteneklerini de geliştirmesi onların sadece iş hayatlarında değil, özel hayatlarında da sosyal ve mutlu bireyler olarak yetişmelerine olanak sağlayacaktır.
Yaratıcılık (Creativity)
Bugünün çocukları, gelecekte tek bir uzmanlık alanı ile çözülemeyen karmaşık problemlerle baş etmek durumunda kalacaklar. Mevcut bilgileri kullanarak yeni bir şey yaratma becerisi sadece sanat alanında değil yaşamın diğer tüm alanlarında da çocuklarımızı geleceğe hazırlayacak en önemli becerilerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Küçük yaşlardan itibaren çocukların en az bir sanat dalı ile ilgilenmesi onları hem ruhsal olarak besleyecek hem de yaşamın diğer alanlarına da aktarabilecekleri düşünme becerileri kazandıracaktır.
İşbirliği (Collaboration)
21. yy becerilerinde işbirliği kavramı, belli görevlerin paylaşılması gibi prosedür odaklı olmaktan çok farklı bakış açıları, ilgi ve yetenekleri olan öğrencilerin bir araya geldiklerinde oluşturacakları sinerjiye odaklanır. Toplam fayda, öğrencilerin bireysel çalışma ile ulaşacakları faydanın toplamından çok daha büyük ve anlamlıdır.
21. yüzyılda vatandaşlık kavramı (Citizenship)
Prof. Michael Fullan, 4 beceriye (Critical Thinking, Collaboration, Communication, Creativity) vatandaşlık (Citizenship) ve eğitimde karakter (Character) gelişimini de ekleyerek bunları “derin öğrenme yeterlilikleri” olarak tanımlıyor.
Bir makalesinde, 1000’den fazla okulun katılımıyla gerçekleştirdikleri çalışmaları anlatırken “derin öğrenme, yerel ve küresel olarak gerçek sorunlarla ilgilendiğinde, genç insanlar arasında “insanlığa yardım etmek” için doğal bir eğilimi açığa çıkardı ve geliştirdi.
“Bu bizim tasarımımızda değildi, kaçınılmaz olarak gelişti” ifadesini kullanıyor.
Ben tüm bu 21.Yüzyıl becerilerine bir şey daha eklemek istiyorum:
Öğrenmek
Özellikle 21.yüzyılda daha önceden bilmedikleri konularda çalışmak zorunda kalacakları için çocuklarımızın kendi kendilerine öğrenme becerilerinin geliştirilmesi lazım. Öğrenmede çocuk önce kendini motive edebilmeli, yeni duruma adapte olabilmeli, öğrenebilmeli ve sonrasında da öğrendiğini uygulayabilmelidir.
Çocuklarımızın önü açık. Anne ve baba olarak bize düşen de ortada.
Çok koruyucu olmayacağız.
Problemleri onlar için biz çözmeyeceğiz.
Sosyalleşmelerinin, network’ün öneminden bahsedeceğiz.
Karakter gelişimine önem vereceğiz: Azimli, çalışkan, hata yapmaktan korkmayan, empati kurabilen, problem çözebilen, iletişim becerisi yüksek, gerektiğinde lider, gerektiğinde takım çalışması yapabilen bireyler olmaları için çabalayacağız.
21. yüzyıl becerilerine sahip olabilecekleri ortamları onlara sağlayacağız.
Öncelikle kendimizi bu konuda eğitmeliyiz.
Bizim onların eğitiminde en önemli yeri aldığımız düşünülürse yukarıdaki becerileri edinmelerini sağlamak boynumuzun borcu olmalı.
Sevgiyle,
Bahar Anahmias, the 21st century mom