Çocuğumu Demokratik Okula Verir miydim?

Bugün sizleri 17 Kasım 2016’da Şalom Gazetesi’nde paylaştığım bir yazıyla bırakmak istiyorum. Eğitimin hızlıca değiştiği günümüzde bu yazımı bir de burada bir daha paylaşmayı arzu ettim.

Dünya değişiyor.

Dünya değişirken alışveriş şekillerimiz değişiyor.

Dünya değiştirken iletişim şekillerimiz değişiyor.

Dünya değişirken iş yaşamımız değişiyor.

Yüzyıllardır değişmeyen tek bir şey vardı: Eğitim.

Eğitim yüzlerce yıldır aynı. Eğitimciler, öğretmenler bir araya gelip, temel eğitimde olması gereken derslere karar veriyorlar. Ardından ders içerikleri için uzmanlar belli başlı konuları seçiyorlar. Onaylıyorlar, onaylatıyorlar ve müfredat oluşuyor. Ardından da çocuklarımız okullarda seçmedikleri, bazen ne işe yarayacağını anlamadıkları konuları öğreniyor; kendi istedikleri, yetenekli oldukları konulara yönelemiyebiliyorlar.

Pazar günü Limmud konuşmacısı olan Yakoov Hecht hiç de öyle demedi. 30 sene önce İsrail’de başlattığı bir sistemi anlattı.

‘Demokratik Okul.’

“Demokratik Okul da neymiş? Okulun demokratiği olur muymuş?” dediğinizi duyar gibiyim.

Yakoov bize Hadera Demokratik Okulunda yaptıklarından bahsetti. Okul yönetimine velileri ve öğrencileri de dahil ettiklerini, her hafta bir gün öğrencileri de kattıkları bir oylama sistemini hayata geçirdiklerini anlattı. Heyecanlanmamak elde değil.

Yakoov’un hikâyesi şöyle: 16 yaşında eğitimi bırakıyor. Çünkü eğitimle/okulla öğretilenlerle, hayatın kesişmediğini o küçücük yaşında fark ediyor. On bir sene sonra hayalini kurduğu bu okulu hayata geçiriyor.

Klasik eğitimde tüm çocukların aynı kutuda değerlendirildiğini, hatta başarılıdan, başarısıza doğru bir eğitim piramidi olduğunu söylüyor. Sınav başarısının, not değerlendirmesinin esas olduğu bu klasik eğitimde gerçek öğrenme ve öğrenme heyecanı kayboluyor. Çocuk okuldan mezun olduğunda elindeki bilgileri hayatla örtüştüremiyor. Daha önemlisi belli bir konuda heyecanı ya da eğilimi varsa o konuya eğilemiyor.

Demokratik Okul’da sınıflara Clasroom 2.0 diyorlar. Bu sınıfların ilk farkı bireye göre eğitim verilmesi. Her çocuk sene başında kendi istediği dersleri ve programı mentoruyla beraber seçiyor. “Okulda kaç çocuk varsa o kadar farklı eğitim programımız var” diyor Yakoov.

Bir başka farkı; çocukların da sınıfta öğretmen görevini görmesi. Öğretmen dersi anlattıktan sonra çocuklardan konuyu anlayanlar anlamayanlara tekrar öğretiyor. Bu prosedür tüm sınıf iyice anlayana kadar devam ediyor. Günün sonunda o konunun bütün çocuklar tarafından öğrenilmiş olması esas amaç. Bunu sağlamak için nottan da vazgeçmişler. Bireysel notlar yokmuş, sınıflar değerlendiriliyormuş. Bu da takım çalışması ve kolaborasyonu destekleyen en önemli unsur olarak gösteriliyormuş.

Buraya sizler için bir de Öğrenme Piramidi bırakmak istiyorum. Başkasına öğreten çocukların nasıl da iyi öğrendiğini bu grafik çok iyi şekilde açıklamıyor mu?

Özellikle ‘Network Toplumu’ olduğumuz şu dönemde çocuklarımızın öğrenmesi gereken becerilerden biri de kolaborasyon, takım çalışması, işbirliği. Rekabet insanoğlunun özünde olan bir kavram. Ama nerede kullanacakları belli olmayan bazı gereksiz konularla öğrenmekten ve okuldan soğutulan çocuklar da bir başka gerçeği.

Demokratik Okullarda kişiliği gelişmiş, yetkin bireylerin yetiştirildiğini söyleyen Yakoov, bu programın gelişen ve gelişmek isteyen toplumlarda çok başarılı olduğunu söylüyor.

İsrail’de şu anda on bir şehirde bu okullar mevcut.

Sadece İsrail’de var diye düşünmeyin. Türkiye’de de dört okul bu konu ile ilgilenmiş ve okullarını bu şekilde dizayn etmek istemiş.  

Büyük kızıma okul seçerken çok zorlanmıştım. Eşim ve ben sınavlar, hazırlıklar, kolej girişleri ve sınav öncesi stres yaşayan bir nesiliz. İkimizin de başarılı bir eğitim ve iş hayatımız oldu. Ama hayat başarısının bundan çok daha fazla bir şey olduğunu yaşarken ikimiz de gözlemledik. Bu nedenle çocuklara bireysel eğitim vereceğini vaat eden, Türkiye’deki sınav olaylarını çok stres etmeyen bir okulu seçtik. Yine de sürü psikolojisi ile bazı sınavların stresinden çok da kurtulamadık.

Limmud’da duyduklarım ve Yakoov’un söyledikleri ise beni çok heyecanlandırdı.

Çünkü başka bir eğitim sistemi mümkün.

Demokratik Okulda okul öncesi meraklı ve öğrenmeye istekli beyinlerin körelmeden eğitime devam etmesi mümkün.

Bugün olsa kızlarımı Demokratik Okul sisteminde okutmak isterdim. Ya siz?

Konuyla ilgili daha çok bilgi için: www.education-cities.com u ziyaret edebilirsiniz.

Bahar Üner Anahmias, lifetime student

Bahar Üner Anahmias

Dijital Marka Stratejisti - DIGIBRANDING, Eğitimin Geleceği danışmanı, yazar, öğrenmeye ve öğrendiklerini paylaşmaya aşık, 2 güzel genç kızın ve 1 4 ayaklının annesi, 1 yakışıklının da eşi.

WhatsApp