Bu sene çok keyif aldığım bir kurs alıyorum karantina günlerinde. Karantina günlerinde siz neler yaptınız bilmiyorum ama ben geçen bahar yeni bir programlama dili öğrenerek geçirdim.
Bu sefer de Eylül’den itibaren Mastercamp ile çok güzel bir programa başladım. ‘Eğitmenlik, Konuşmacılık ve Danışmanlık Eğitimi’.
Ama açıkçası en keyif aldığım yanlarından biri orada tanıştığım eğitmenler ve çok sevgili sınıf arkadaşlarım. Onlarla kurduğumuz, edindiğimiz sinerjinin keyfini size anlatamam (Başka bir yazının konusu bu aslında, uzun uzun anlatmam lazım).
Neyse sözü uzatmayayım. Geçen haftalarda eğitmenlerimizden biri sevgili Gülşah Elikbank‘dı. Çok güzel, fantastik kitaplar yazan bir kurgu roman yazarı. Bize bir ödev verdi. 18 yaşındaki kendinize bir mektup yazsanız, ne yazardınız diye.
Aldı mı beni bir düşünce. Geriye dönüp neler yaptığına bir bir bakıyorsun. Becerebildiklerin, beceremediklerin, iyikilerin, keşkelerin… Bir de baktım ki bende daha çok iyiki var. Hiç bir zaman keşke batağına takılmamışım. Belki de benim yaşadıklarım bazıları için keşkedir, ama benim için değil. Ben hep ileriye baktım, geriye değil.
Öncelikle eğitmenimize teşekkür ediyorum böyle bir ödev verdiği için. Sonra da size öneriyorum. Hadi, hodri meydan. Siz 18 yaşındaki size ne yazardınız? Neler önerirdiniz? Hayatının baharındaki o gence ne derdiniz?
İşte benim mektubum. Burada kalsın. İyikilerim için burada dursun. Arada döner okurum.
“Bugün Hayatımın Geri Kalanının İlk Günü” diye başlayacağınız günler dileyerek sizi mektubumla baş başa bırakıyorum:
—————————————————————————-
Sevgili Bahar,
Bu sene liseden mezun oluyorsun. Hayatının yeni bir dönemine giriyorsun.
Heyecanlısın.
Başka bir şehre yolculuğa çıkacaksın.
İstanbul harika bir şehir. Doğduğun şehir. Seni sarıp sarmalamasına izin ver. Farklı semtlerinde, sokaklarında kaybolmaktan korkma.
Yeni arkadaşlıklar edineceksin. Bazılarıyla öyle derin olacak ki dostluğun, anneleriniz, hatta çocuklarınız bile yakın arkadaş olacak. Neden biliyor musun? Çünkü aynı değerlerle büyümüş insanlar birbirini bulur.
Değerlerine sahip çık. Doğruluk, dünyaya fayda sağlamak, aile, arkadaşlar, çalışkanlık, gelişim senin en çok önem verdiğin değerler. Bunları her kararında bir daha hatırlaman için bu mektuba da yazmak istedim.
Büyüme, gelişme yolculuğunda bir iki sözüm olacak sana:
“Baktığın benim, gördüğün sensin.” demiş Şems.
Bu söz hayatın boyunca karşılaşacağın ve seni yanlış anladığını düşündüğün herkese karşı motton olsun.
Seni yargıladıkları, eleştirdikleri, beğenmedikleri zaman bu sözü hatırla.
Aynı zamanda sen de birisinde bir şeyi beğenmediğin zaman yine bu sözü hatırla.
Çünkü o kişide beğenmediğin her özellik kendinde de zayıf bulduğun bir özellik olabilir. Dikkat et.
——————-
Kimseyi oldukları seviyeler, ya da sahip oldukları şeylerle değerlendirme. Karakterleri, hayatta değer verdikleri şeyler ve arkadaşları ile değerlendir.
Değerlendir derken tabii ki onlara değer biçmenden söz etmiyorum. Arkadaş olarak hayatında isteyip istememeye karar vermenden söz ediyorum.
Hayat senin, ona hangi oyuncuları sokacağın yine senin kararın. Ama sadece yüzeydeki değerlere sahip olanları mı tercih edeceksin, yoksa iç değerlerine sahip çıkan ve prensipleri ile yaşayanları mı?
——————-
Yaşamına giren ve çıkan insanlar olacak. Negatif olanlara, enerji emicilere tahammül etmek zorunda değilsin.
Hayatının provası yok. Hayatın sonsuz değil.
Gerektiğinde “Hayır” demeyi öğren.
Gerektiğinde hayatından insan çıkarmayı göze al. Bazı insanların misyonu bittiğinde zaten ayrılırlar, üzülme. Kimlere rol, kimlere yol vereceğin sana kalmış. (bkz. Edi Anter sözü)
——————-
Merak etme hayat yolculuğunda karşına genelde iyi insanlar çıkacak, fırsatları değerlendirecek, mantıklı kararlar alacaksın. İyi ve kötü zaten, kime göre ve neye göre? Yargılama. İnsanların içindeki iyiyi görebilmeye bir an önce başla. Empati duygusu hep ihtiyaç duyacağın bir duygu.
——————-
Okul hayatında ve kariyerinde başarılı olacaksın. Merak etme. Çalışkan ve azimlisin. İletişimin kuvvetli.
Benim sana önerim aile kurmaya karar vereceğin zaman kendi başına da yapabilmen, belki de kendi ofisini açabilmen için cebine mutlaka başka beceriler de ekle.
Bilgisayar programcılığına ne dersin? İleriki yıllarda çok ilgini çeken ve çalışacağın bir dal olacak.
Ya da Kuantum Fiziği ile ilgilenmek ister misin? Biliyorum okuldayken Fizik pek sevmezdin ama, bu bildiğin Fiziğe benzemiyor. İleride ilgini çok çekecek. Okula giderken yanına bu ek konuları alabilmek en kolayı.
——————-
Biliyor musun?
Şu anda bir an önce üniversiteye başlayayım, bitireyim ve iş hayatına atılayım diyorsun, ama ileride de “Hayat boyu öğrenciyim, öğrenmek ve gelişmek benim tutkum” diye ortalarda gezeceksin. Bununla gurur duyup, en sevdiğin şey olduğunu söyleyeceksin.
——————-
Neşeni, hayata karşı coşkulu duruşunu, hareketli yapını hep koru. Yeri geldiğinde çılgınlar gibi dans et, bağıra çağıra şarkı söyle. Kendini hiç bir ortamda kasma.
——————-
Annelik bugün sana uzak gibi gelse de en keyif aldığın yolculuklarından biri olacak. Şanslısın. Her konuda yaptığın gibi o konuda da kendini geliştirecek ve en iyisi olmaya çalışacaksın.
Kendini anneliğe ver ama adama. Ne olacaksa olur.
Kendini hiç bir zaman ikinci plana atma.
Hedeflerinin ve hayallerinin peşini bırakma.
Anneleri mutlu ve tatminli olan çocuklar daha da mutlu olurlar. Unutma.
——————-
Eş seçiminde şanslısın, seni geliştirecek, her haline aşık olacak ve senin de her sene daha çok seveceğin bir eşin olacak. Tolerans, saygı ve sevgi ile birlikteliğiniz huzurla devam edecek.
——————-
Senden özel olarak yapmanı istediklerim:
Her sabah güne gülerek başla.
Her gün birine yardım eli uzat.
Her gün dünyaya yararlı olacak bir şey yap.
Her gün sağlıklı beslen. Diyet kola içme. (Hiç başlamasan daha iyi olur.)
Her gün dans et, bol bol yürü.
Her gün anneni, babanı ve kardeşini ara. Hatırlarını sor. (Dertlerini sakın üstlenme.)
Her gün kahkaha at. Çevrene neşeli insanları topla.
“Öğretmenim Mori ile Salı Buluşmaları” kitabını bir an önce oku. Her sene bir daha oku.
Seni çok seviyorum. 19’unda görüşürüz.
Bahar, 49
